tokat oyun havası aşık hasan


Tokat Oyun Havası - Aşık Hasan : Tokat'lı Aşık Hasan'dan Güzel Bir Oyun Havası..


Ali Paşa Camii

Klasik Osmanlı mimari özelliklerini taşımaktadır. Esas ibadet mekânı kare plânlı ve kubbelidir. Kubbeye geçiş köşe tromplarla sağlanmıştır. Sekizgen bir kasnaktan sonra ana mekân tek büyük kubbe ile örtülmüştür. Kuzey cephede sekiz sütun üzerine oturmuş yedi kubbe ile örtülü yuvarlak kemerli revak şeklinde bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Avluda ise şadırvan yer almaktadır. Kuzeybatı köşede yer alan minareye esas ibadet mekânından bir hücre ile geçilmektedir. Kare prizmal kaideli çokgen gövdeli ve tek şerefelidir. Tamamı kesme taştan yapılan caminin avlusunda Ali Paşa'nın eşi ve oğluna ait iki türbe bulunmaktadır. Ana mekânın kıble dışında kalan üç duvarında karşılıklı mahfiller yer alır. Bunların kuzey yönündeki oda şeklindedir. Kesme taş kemerle yapılmış mahfillerin üst kısmında kadınlara ait bölümler vardır. Kubbe kaidesinde sekizgen kasnakta ve duvarlarda pencereleri olan caminin stalâktitli mihrap ve minber mermerden yapılmıştır. 19.y.y. boyama buket desenleriyle yapılan iç süsleme caminin yapıldığı 16.y.y. ile paralellik göstermemektedir. 1939 ve daha önceki yıllarda yaşanan yer sarsıntılarında hasar gören caminin onarımı yapılırken bu desenlerin işlenmiş olabileceği düşünülmektedir. Mermer taşından özenle işlenmiş damlalıklı stalâktitli taç kapı caminin en süslü ve en güzel parçasıdır. Taç kapının sağ ve solundaki cephe duvarlarında yer alan Selçuklu stilindeki nişler taş röliefleriyle son cemaat yerini süslemektedir.  İbadete açıktır.







Tokat Haritası

Niksar Genel Bilgi

Niksar Ulu CamiKaradeniz Bölgesi’nde, Orta Karadeniz Bölümü’nün iç kesiminde, Tokat iline bağlı bir ilçe olan Niksar, kuzeybatısında Erbaa, güneybatısında Tokat, güneyinde Almus, güneydoğusunda Başçiftlik, kuzeyinde Akkuş ilçeleri ile çevrilidir. İlçe topraklarının kuzey ve kuzeydoğusunu Canik Dağları, güneyini de Köse Dağları engebelendirir. Canik Dağları ilçenin kuzeyini olduğu gibi kaplar. Canik Dağlarının Niksar ilçe toprakları içinde en önemli dorukları ise, batıdan doğuya doğru Gölağa (1.502 m.), Keltepe (1.794 m.) ve Somun Tepesi (1.780 m.)’dir. İlçe topraklarındaki bir diğer önemli dağ Dönek Dağı (1.820 m.)’dir. Dönek Dağı’yla başlayan dağ sırası, Kelkit Vadisine paralel olarak batıya doğru uzanır. Ayrıca Canik Dağlarının yüksek kesimlerinde Karadeniz’e paralel uzanan platolar bulunmaktadır.
Canik Dağları ile Köse Dağları arasında, doğu-batı doğrultusunda uzanan Niksar Ovası yer almaktadır. Niksar Ovası, Karadeniz Bölgesi’nin en önemli ovalarından biri olup, Kelkit Çayı’nın taşıdığı alüvyonlarla kaplıdır. Çamiçi Yaylası, Niksar ile birlikte Tokat’ın da en önemli yaylasıdır. Niksar’ın toprakları Yeşilırmak Havzasının bir bölümü olduğundan genellikle engebeli bir arazi yapısına sahiptir. İlçe topraklarındaki dağlar Niksar’ın %50’sini kaplamaktadır. Ayrıca Kelkit Çayı ve kollarının açtığı vadiler engebeli araziyi sıkça parçalamaktadır.
Niksar ilçe alanı jeolojik yönden II., III. ve IV. Zamanda oluşmuştur. Bu nedenle ilçe alanının büyük bölümünü, kıvrımlı ve kırılmış, yaşlı volkanik bir yapıya sahiptir. Bundan ötürü de Niksar, Türkiye’nin iki önemli deprem kuşağından Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı’nda yer almaktadır.
Niksar Kalesiİlçe topraklarını Kelkit Çayı ile onu besleyen irili ufaklı sular sulamaktadır. Yeşilırmak’ın en büyük kolu olan Kelkit Çayı, Erzincan topraklarından doğarak Gümüşhane, Giresun ve Sivas’tan geçerek Tokat’a girer bu arada Delice Çayını da alarak Niksar’a ulaşır. Kelkit Çayı ilçe topraklarında derin ve sarp bir yatak içerisinde akar. Deniz seviyesinden yüksekliği 350 m.dir. İl merkezine 63 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 955 km2.dir. 2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 90.672’dir.
İlçe topraklarının %53’ü orman ve fundalıklarla kaplı olup, ormanlık alanda kayın, çam, gürgen, ladin ağaçları bulunmaktadır. Alçak düzlüklerde kavak ve söğüt, ovalarda da ot ve fundalıklar, vadilerde de meyve ağaçlarından oluşan bitki örtüsü vardır. İlçe topraklarının %32’sinde tarım yapılmaktadır.
İlçede Orta Karadeniz Bölümü İklimiyle, İç Anadolu İklimi arasında bir geçiş iklimi görülür. Kışlar genellikle ılık ve yağışlı, yazlar sıcak geçer. Her mevsim yağış alan ilçenin yıllık yağış ortalaması 475,2 mm., yıllık sıcaklık ortalaması ise 14,7 ° C.dir.
Yağıbasan Medrese Kalıntısıİlçenin ekonomisi büyük ölçüde tarım, hayvancılık ve orman ürünlerine dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında; buğday, arpa, mısır, nohut, mercimek, şeker pancarı, mahlep, patates, salçalık domates, ceviz, soğan ve fasulye gelmektedir. Az miktarda şeftali, armut, baklagiller ve ayçiçeği yetiştirilir. İlçe ekonomisinde ceviz ve mahlebin ayrı bir yeri vardır. Özellikle yöreye özgü bir ürün olan mahlep, işlenerek yurtdışına pazarlanmaktadır. Tütün üretimi ise eski önemini yitiriştir. Hayvancılıkta ise büyük ve küçükbaş hayvan besiciliği yapılmakta olup, koyun, sığır ve manda yetiştirilir. Arıcılık da yapılmaktadır.
İlçede geleneksel el sanatlarından halı dokumacılığında Hereke tipi el halısı önem taşımaktadır. Ayrıca el yapımı süpürge imalathaneleri vardır. Niksar süpürgeleri ile de ün yapmış olup, son yıllarda süpürge imalatında makineleşmeye yönelik seri imalata başlanmıştır. İlçede sanayi kuruluşu olarak, salça, konserve, un, yem, kereste, kireç, tuğla, plastik bidon, lastik ayakkabı, plastik branda ve poşet fabrikaları bulunmaktadır. Bunun yanı sıra kolonya, avize imalathaneleri ile memba suyu dolum tesisleri bulunmaktadır. İlçede ayrıca belediyeye ait 750 tonluk soğuk hava deposu ve modern et entegre tesisi bulunmaktadır. İlçe topraklarında tuğla-kiremit hammaddesi içeren cevher yatakları vardır.
Hamidiye KöprüsüNiksar yöresinin Eski Çağlardan bu yana yerleşime sahne olduğu sanılmaktadır. Pontus Krallığı zamanında Cabira ismi ile tanınmış, Romalılar buraya Diaspolis ismini vermişlerdir. İmparator Tiberius (MS. 14-37) zamanında şehre Neocaesaraea denilmiştir. Bugünkü Niksar ismi de bu sözcükten kaynaklanmaktadır.
Yöredeki ilk yerleşimin Hititler zamanında başladığı, onları Perslerin izlediği sanılmaktadır. Kaynaklara göre tarihte ilk kez ismi Pontus Krallığı döneminde geçmiştir. Pontus Krallığı döneminde önemli bir yerleşim olan yöre, MÖ.66’da Roma yönetimine girmiş, General Pompeius (MÖ.66-62) şehri yeniden düzenlemiştir. Roma döneminde bir ara Hadrianapolis olarak da tanınan bu kent, Bizans döneminde Hıristiyanlığın önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. MS.314’te burada dini bir meclis toplanmıştır.
Malazgirt Savaşı’ndan önce 1067’de Alparslan’ın komutanlarından Afşin Bey Niksar yöresini ele geçirmişse de 1068’de Bizanslılar yöreye yeniden hakim olmuşlardır. Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra, 1073 yılında Artuk Bey Niksar’ı yeniden ele geçirmiştir. Bununla beraber Niksar’ı asıl ele geçiren Danişmendli Devleti’nin kurucusu olan Melik Danişmend Gümüştekin Ahmet Gazi’dir. Danişmend Ahmet Gazi Niksar’ı Pontus Rumları’na karşı üs olarak kullanmış ve aynı zamanda da burasını başkent konumuna getirmiştir. Bu dönemde Niksar, dönemin önemli bir ilim ve kültür merkezi haline gelmiştir.
Kırk Kızlar KümbetiSelçuklu hükümdarı II. Kılıçarslan 1175’te Niksar’ı Selçuklu topraklarına katmışsa da Moğollar buraya hakim olmuşlardır. Moğolların Anadolu’dan çekilmesinden sonra XIV.yüzyıl boyunca Eretnalılar, Taceddinoğlu Beyliği ve Kadı Burhaneddin devletinin yönetiminde kalmıştır. Kadı Burhanettin’in bir savaşta öldürülmesi üzerine yöre halkı Yıldırım Beyazıt’dan yardım istemiş, Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Süleyman Çelebi de 1398’de Niksar’ı Osmanlı topraklarına katılmıştır. Niksar, Otlukbeli Savaşı’na (1473) kadar Osmanlılar ile Akkoyunlular arasında önemli bir sınır kenti olmuştur.
XIX.yüzyılın ikinci yarısında Sivas eyaletinin Tokat sancağına bağlı bir kaza konumunda idi. İstiklal Savaşı sırasında Rum ve Ermeni çetelerinin baskılarıyla karşılaşan Niksar, 16 haziran 1919’da İzmir’in işgalini protesto amacıyla; Anadolu’daki ilk mitinglerden birini burada gerçekleştirmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra da Tokat’a bağlı ilçe konumunu sürdürmüştür.
İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Niksar Kalesi, Ulu Cami, Çöreğibüyük Cami, Cin Camisi, Melik Ahmet Gazi Türbesi, Kulak (Emir Arslan Doğmuş) Kümbeti, Hacı Çıkrık (Atabey Şahinşah) Türbesi, Doğan Şah Alp Türbesi, Kırkkızlar Kümbeti, Sungur Bey Türbesi, Akyapı Kümbeti, Yağıbasan Türbesi, Yağıbasan Medresesi, Lülecizade Kardeşler Çeşmesi, Kaleiçi Çeşmesi, Hoca Sultan Çeşmesi, Arasta Çeşmesi, Ulu Cami Çeşmesi, Çarşı Narlı Çeşme) Çeşmesi, Büyük Hamam, Çavuş Hamamı, Yeni Hamam, Leylekli (Yılanlı) Köprü, Talazan Köprüsü, Hamidiye Köprüsü, Çöreğibüyük Tekkesi ve Sivil Mimari Örnekleri bulunmaktadır.


EK HABERLER

FOREX (FOREIGN EXCHANGE - FOREKS) PİYASASININ TANIMI

Genellikle “forex” ya da “FX” pazarı olarak tanımlanmakta olan “Foreign Exchange” piyasası dünyadaki en geniş, kolayca paraya tahvil edilebilen ve en anlaşılır mali piyasadır. Günlük ortalama iş hacmi şu anda 2 trilyon USD yi aşmıştır. ABD de yer alan birleşik öz sermaye piyasalarının tümü Forex piyasasının ticari hacminin %3 üne ulaşamamaktadır.
Sadece artan piyasadan kar sağlayabilinen diğer finans piyasalarının aksine, Foreks pazarının karı her iki para biriminin değişken değerleri hakkındaki tam olarak öngörülebilen rotasyonlarla belirlenmektedir. Bu sebeple diğer piyasaları etkileyen periyodik değişimler FX piyasası için geçerli değildir. Borsadaki sürekli dalgalanmalar kar için devamlı bir fırsat sunmaktadır.

BU TOPRAĞIN SESİ TOKAT OLDU


Vali Şerif Yılmaz ve Tokat Belediye Başkanı Doç. Dr. Adnan Çiçek, 07 günü sabahı TRT-GAP televizyonundan canlı olarak yayımlanan "Bu Toprağın Sesi" programının konuğu oldular.








04-08 Ekim 2010 tarihleri arasında, TRT- 3’de hafta içi her gün canlı olarak 08.00-09.00 saatleri   arasında yayınlanmakta olan “Bu Toprağın Sesi Programı” için TRT program ekibi ilimize çekim yapmak üzere gelmişti.
Her gün bir konunun (Sebzecilik, meyvecilik, hayvancılık, tarım ve tarıma dayalı sanayi, Tokat tarımının marka değeri ve geleceği gibi) işlendiği programlarda Tokat’ta tarım üzerine faaliyette bulunan işadamlarımız, sivil toplum örgütü temsilcilerimiz ve son olarak da Vali Şerif Yılmaz ile Tokat Belediye Başkanı Doç. Dr. Adnan Çiçek canlı yayın konuğu oldular.
VALİ YILMAZ VE BAŞKAN ÇİÇEK CANLI YAYINDA
Vali Şerif Yılmaz ve Tokat Belediye Başkanı Doç. Dr. Adnan Çiçek, 07 günü sabahı TRT-GAP televizyonundan canlı olarak yayımlanan “Bu Toprağın Sesi“ programının konuğu oldular. Tokat Tarımının Geleceği ve Marka Değeri konusunda sunucu Ümit Özdil’in sorularını yanıtladılar.
MEVLEVİHANEDEN CANLI YAYIN
İlimizin en güzel tarihi mekanları arasında bulunan Tokat Mevlevihanesinden canlı yayınlanan programda Vali Şerif Yılmaz ilk olarak ilimiz ile bilgiler verdi. Vali Yılmaz “Tokat İli Karadeniz Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesi iklimi arasında geçit bölgesi iklimine sahip olup, iklim toprak ve ekolojik yapısı ile 230 metreden 1500 metre rakımlara kadar tarım yapılan, zengin bir üretim desenine sahip tarımsal potansiyeli yüksek olan bir ildir. Ekonomi büyük ölçüde tarıma ve tarıma dayalı sanayiye bağlıdır. Yine ilimizin yüzde 46’sında bitkisel üretim, yüzde 54’ünde hayvansal üretim ön plandadır.” dedi.
Program Sunucusu Ümit Özdil, Tokat ilinde alt yapımların yapılmasına rağmen Büyükşehirlere göçün devam etmesinin nedenlerini sordu.
Vali Şerif Yılmaz soruya cevabında “Nüfusun göç etmesi ile ilgili bazı gerçeklerin doğru olarak bilinmesi gerekmektedir. Hepinizin bildiği gibi artık adrese dayalı nüfus kayıt sisteminden istatistiksel olarak daha doğru ve güncel veriler elde etmekteyiz. Daha önceden yapılan nüfus sayımlarında maalesef bazı aksaklıkların neticesinde veriler tam olarak gerçeği yansıtmamaktaydı. Gerçek sayımlar ortaya çıktığında maalesef tüm ülkemiz genelinde böyle bir sonuçlar ortaya çıktı. Ülkemizde büyük şehirlere göç vardır bunu da kabul etmek gerekmektedir. Bunun da sizlerin de bildiği gibi çeşitli ekonomik, sosyal, kültürel sebepleri vardır. Sorunuzda ifade ettiğiniz gibi her ne kadar insanlarımız için gerekli altyapıyı yapmış olsak da yine biraz önceki söylediğim sebeplerden dolayı kırsaldan, şehir merkezine doğru, tarımdan sanayiye doğru bir göç var. Ama biz her ne kadar göç olsa da insanlarımızın doğduğu yerlerde doymalarını sağlamak için gece gündüz çok çalışıyoruz. Bunu gerek sosyal yardımlaşma kaynakları ile gerekse il özel idaresi kaynakları ile olabilir, yerel yönetimlerle ve sivil toplum örgütleri ile beraber hep birlikte vatandaşımızın doğduğu yerde doymasını sağlamak adına yapmaya çalışıyoruz.” Dedi.
Sunucu Özdil, Tokat’ta 4 gün boyunca Tokat tarımı ile ilgili çeşitli çekimler yaptıklarını, yerel bir gazetecinin sorusunu aldığını söyledi ve son sayımlarda Tokat nüfusu azaldığı için genel bütçeden alacağı pay düşebilir, bununla ilgili düşüncelerini öğrenmek istediğini soru olarak yöneltti.
Vali Şerif Yılmaz; “Devletimizden ve hükümetimizden illere aktarılan kaynak kriterlerinden bir tanesi evet nüfustur. Ama sadece nüfusu kriter olarak almak yanlış olur. Mesela bir örnek vereceğim kısa bir süre önce Tokat Devlet hastanemiz açıldı. Hükümetimizin sadece sağlık için ilimize aktardığı meblağ eski paramız ile 70 trilyon yeni paramız ile 70.000.000 TL’dir. Burada nüfusu kriter olarak alsaydık bu parayı almamız mümkün değildi. O yüzden sadece nüfusu baz almak yanlış olur. Tokat ilinin neresine giderseniz gidin bir yol yapımı bir yol şantiyesi ve çalışan şantiye araçları göreceksiniz ki bunu çekimlerinizde görmüşünüzdür. O yüzden sadece nüfusu kriter almak eksik olur.” Dedi.
Sunucu Özdil; “Sayın Valim Tokat ilinde baktığımızda GOP Üniversitesinin Ziraat Fakültesi Dekanlığı, Toprak ve Su Araştırma Enstitü Müdürlüğü, Yeşilırmak Havzası Kalkınma Birliği, Kelkit Havzası Kalkınma Birliği gibi tarım ile ilgilenen bir çok yapılanma ve teşkilatlanma mevcut, bunların Tokat tarımına katkıları nelerdir?” diye sordu.
Vali Şerif Yılmaz da “Bunu programın başında da söyledim; Tokat bir tarım kenti, tarım kenti olması sebebiyle Belediye Başkanı Adnan Çiçek’in de mensubu olduğu Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi bulunmaktadır. Bunun bölgemize, ilimize katkısının değerini gerek bizler gerekse işlerini profesyonelce yapan çiftçilerimiz çok iyi bilmektedir. 4 gündür ilimizde yapmış olduğunuz çekimlerde yakinen görmüşsünüzdür ki ilimizde yapmış olduğumuz tüm hizmetlerde kurumlar arası koordinasyonu en iyi şekilde yürütmeye çalışıyoruz. Buna üniversitemiz dahil olmak üzere bu koordinasyonu gerçekleştirilen bizlere devamlı destek olan üniversitemize diğer kurumlarımıza teşekkür ediyorum. Tokat ilinin coğrafyası için ben şunu demek istiyorum, burası tabii bir laboratuardır. Bu üniversite için de büyük bir şans olduğunu, paralelinde üniversitemizin Tokat için şans olduğunu düşünüyorum.  Toprak Su Araştırma Enstitümüz de gerek üniversitemiz olsun gerekse diğer kurumlarımızla Tokat tarımının kalkınması ve büyümesi için profesyonelce çalışıyorlar. Yine ilimizde yapılan bu çalışmalar sayesinde Türkiye’de bir marka olan Tokat Domatesi ve Tokat Şeker Pancarının yanında alternatif ürünler yetiştirmek için var güçleriyle çalışıyorlar.” dedi.
Vali Şerif Yılmaz programın sonunda yine Tokat Tarımının tanıtılmasına yönelik hazırlatılan kitapçık ile ilgili bilgiler verdi.

ERBAA'DA EĞİTİM UYGULAMA OKULU'NA TEKERLEKLİ SANDALYE HEDİYESİ


Erbaa Kaymakamlığı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından alınan iki adet tekerlekli sandalye Erbaa Eğitim Uygulama Okuluna hediye edildi.








Erbaa Kaymakamı Erdal ÇAKIR, Erbaa Eğitim Uygulama Okulunu Ziyaret etti. Okul Müdürü Murat TURAN tarafından karşılanan Kaymakam ÇAKIR, okul idarecilerinden okulla ilgili bilgi aldıktan sonra öğrencileri sınıflarında ziyaret etti.
Erbaa Kaymakamlığı, Sosyal  Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından alınan iki adet tekerlekli sandalye Erbaa Eğitim Uygulama Okuluna hediye edildi. Öğretmen ve öğrencilere başarılar dileyerek okuldan ayrıldılar.
Erbaa Eğitim Uygulama Okulu, ağır orta ve hafif düzeydeki zihinsel öğrencilere hitap ediyor. Okulda 6 sınıf bulunmakta, 44 öğrenci devam etmekte. Okulda 1 anasınıfı, 1uygulama sınıfı, 1 bireysel eğitim odası bulunuyor. 7 ile 14 yaş öğrencilerin devam ettiği, 5 sınıf bulunmakta, okulda 7 öğretmen görev yapmaktadır. Öğrencilere öğlen Erbaa Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından ücretsiz yemek verilecek.

ERBAA'DA KÖY YOLLARI YAPIMI


Kuzköy- Şahanbaşı -Gökal Bağlantı yolu yapım çalışmaları devam ediyor








Erbaa Kaymakamı Erdal ÇAKIR, 2010 yılı İl Özel İdaresi programı kapsamında yapım çalışmalarına devam edilen Kuzköy Şahanbaşı Mahallesi Gökal bağlantı yolu 5 Km yeni yol yapım çalışmalarını yerinde incelemelerde bulundu. Yapımı devam eden yol çalışmaları hakkında Özel İdare Bakım evi Sorumlusu Erol DEMİRBAŞ ve yetkililerden bilgi aldı.
Yapımına hızlı bir şekilde devam edilen yolun, çetin arazi koşularında yol güzergâhı üzerinde bulunan kayalıkların dinamitler ile patlatma yapılması suretiyle, çalışmaların yoğun bir şekilde hız kesmeden ekipler tarafından devam ettiği, yeni bağlantı yolunun en kısa sürede bitirilip vatandaşlarımızın hizmetine sunulması amaçlanıyor.
Erbaa Kaymakamı Erdal ÇAKIR Akgün köyünde bulunan Akgün Sağlık Evini ziyaret etti. Sağlık evi bölümlerinde yapılan ve yapılacak olan bakım ve onarım çalışmaları hakkında Sağlık Grup Başkan vekili Dr. İbrahim ATEŞ’den bilgiler aldı.

ZİLELİ ON BEŞLİLER DESTANI




‘’HEY… ON BEŞLİ HEY…’’

BİZLER ON BEŞLİLERDİK
BİN ÜÇ YÜZ ON BEŞLİLER
BU VATANA CAN VERDİK
AMA ÖLMEZ YİĞİTLER

BİR GÜN DELLAL BAĞIRDI
ZİLE’NİN KALESİNDEN
‘’DARDADIR VATAN’’ DİYE
‘’ YARDIM’’ DEDİ GENÇLERDEN


YARDIM DEDİ ‘’ EL BİRLİK
EDELİM VATAN İÇİN
VATAN ANAMIZ BİZİM
YÂRDAN YARANDAN GEÇİN’’

TOPLANDIK ON BEŞLİLER
YÜZ YİRMİ SÜVARİYDİK
DÖRT YÜZ KADAR PİYADE
HER YANA GÖNDERİLDİK

SÜVARİLER KAFKAS’A
PİYADELER YEMEN’E
BİR BÖLÜK NEFER GİTTİ
FİLİSTİN CEPHESİNE

BATIYA GÖNDERİLEN
ÇANAKKALE’YE GİTTİ
BİRİ VARDI İÇİNDE
ADI:    KINALI ALİ

DUYDUNUZ BİZ DUYMADIK
DESTANINI ALİ’NİN
BİZLER ADINI KOYDUK
BU GENÇ TERTİBİMİZİN

‘’ ÇANAKKALE CEPHESİ
TÜRK’ÜN ONUR KALESİ
YİĞİTLERİN İÇİNDE
ALİM VAR KINALISI’’

RUHU ŞAD OLSUN ONUN
GENÇ YAŞINDA GİTTİ O
ÇIKTI CENNET KATINA
EN YÜKSEK RÜTBEYDİ O

BABASI HACI ÖMER
MÜLAZIMMIŞ GENÇ YAŞTA
GİDİŞ O GİDİŞ ŞEHİT
KALMIŞ SARIKAMIŞ’TA


SARIKAMIŞ ZOR ÇETİN
KIŞ, AYAZ, DON VİCDANSIZ
DOKSAN BİN ERBAŞ SUBAY
UYUMUŞ UYANMAMIŞ

KİMLERİ SAYALIM Kİ
ON BEŞLİLER HEP BİZİZ
CEPHELER BİZİ TANIR
YA ŞEHİT YA GAZİYİZ

BEKİR OĞLU MUSTAFA
ALİ OĞLU İSMAİL
CEZAYİR OĞLU YUSUF
MEMET’İN OĞLU HALİL

ATEŞ OĞULLARI’NDAN
İBİŞ’İN OĞLU ALİ
HAMAMCIZADELER’DEN
BAHRİ’NİN OĞLU FETHİ

KADIOĞLU İBRAHİM
ONUN OĞLUDUR İSA
SONRA DA HACI OĞLU
ALİLERİN MUSTAFA

DABANLIOĞLU ALİ
YÜZBAŞIOĞLU EMİN
İMAMOĞULLARI’NDAN
HALİL OĞLU HÜSEYİN

EMİRHASANGİLLER’DEN
ALİ’NİN OĞLU MEMET
ALAGÖZOĞLU’NUNDAN
HALİL, BABASI RECEP

GAFFAROĞLU İLYAS VAR
MEMET VAR KAVASOĞLU
EMİRLERDEN İBRAHİM
HASAN VAR ÇERÇİOĞLU

KİMLER KALDI CEPHEDE
GİDENLER DÖNDÜMÜ Kİ
GERİDE KALANLARIN
TÜTMEZ OCAĞI SÖNDÜ

DEDE GİTTİ DÖNMEDİ
BALKANLARDA MEZARI
SARIKAMIŞ’TA OĞUL
YORGAN YAPMIŞTI KARI




TORUN TORUN MU NEREDE?
EN SON SAKARYA’DAYMIŞ
GİDİŞ O GİDİŞ İŞTE
ŞEHİT HABERİ GELMİŞ

GELMİŞ DEMESİ KOLAY
BİR DE SOR ANASINA
YAHUT DA TAZE FİDAN
GİBİ HEDİYE KIZA

YAHUT DA EVLİ İSE
KÜÇÜK BEBESİ VARSA
ONA NE SÖYLENECEK
BABA DİYE AĞLARSA
VARSIN AĞLASIN BAHTSIZ
AĞLAMIŞTI BABASI
ŞEHİTTİ DEDE, DAYI
TAA… KAÇ KUŞAK, ATASI

YANİ Kİ HER DOĞAN TÜRK
YA GAZİ YA ŞEHİTTİR
VATAN DEYİNCE HERŞEY
EVET VATAN HERŞEYDİR

ANADIR KUTSALDIR O
NAMUSTUR VAZ GEÇİLMEZ
ECDAD YADİGÂRIDIR
ÇAKIL TAŞI VERİLMEZ

DENEDİLER ALMAYA
SÜRÜ, SÜRÜ SIRTLANLAR
AMMA NİCE CAN GİTTİ
BOŞUNA AKTI KANLAR

BOŞUNA DEDİM İSE
BİZİM İÇİN DEĞİL SÖZ
BİZ Kİ VATAN DEMİŞİZ
NASIL Kİ VAZGEÇERİZ

EHİL-İ SALİBE SÖZÜM
HİÇ Mİ TANIMAZ TÜRK’Ü
EN BİTTİ DENDİĞİNDE
‘’BU SEFER DİYE BELKİ’’

TOPLANIP TA GELDİLER
TOPLANIP TA GELDİLER
TAA… Kİ TA HİND-U ÇİN’DEN
YAMYAMLAR GETİRDİLER

BİZ Kİ ANADOLU’NUN
O YAĞIZ YİĞİTLERİ
ÖYLE BİR DİRENDİK Kİ
SET YAPTIK BEDENLERİ


ÖNDE Kİ ARKADAŞIM
DÜŞÜNCE MERMİ YEYİP
BEN FIRLADIM MEVZİDEN
‘’DAYAN BEN YETTİM DEYİP’’

MERMİMİZ BİTTİ İSE
SARILDIK SÜNGÜMÜZE
GEÇİLMEZ DEDİK CEPHE
GÜÇ MÜ YETERDİ BİZE

EVET,  GÜÇ MÜ YETERDİ
BU İMAN BU İNANCA
RESUL’ÜN MEHMETCİĞİ
CENK EDER KAHRAMANCA

SAĞ KALIRSA GAZİDİR
ŞANLA ŞEREFLE YAŞAR
ŞEHİT OLURSA ŞEHİT
YÜCELİR DAĞLAR KADAR

VATAN BÖYLE YÜCELİR
HÜR VE BAĞIMSIZ ANCAK
ANASINDAN DOĞMADI
TÜRK’E ZİNCİR VURACAK

ZİNCİR OLUR MU TÜRK’ TE
ESARETE BAŞ EĞSİN
YA ŞEHİTTİR YA GAZİ
VATANI HÜRDÜR KESİN

İŞTE BU SON ŞAHLANIŞ
YEDİ CEPHEDE BİRDEN
HEM DE BİR SALDIRDILAR
OYNADI YER YERİNDEN

OYNADI YER YERİNDEN
AMA HESAP YANLIŞTI
TÜRK’TÜ VATAN KORUYAN
BUNLARA ALIŞIKTI

KAÇ KERE GELMEDİLER
EN MODERİN SİLAHLA
KAÇ KERE KAÇMADILAR
ZİYAN VEREREK AKLA

EVET AKIL MI KALIR
O MAHŞERİ MEYDANDA
ZAFER DÜŞLÜYORLARDI
ONLAR AKILLLARINCA

O KIZGIN KUM ÇÖLÜNDE
YANİ SİNA, YEMEN’DE
NE YAMAN SAVAŞ VERDİK
CANIMIZ DİŞİMİZDE

AMMA VELAKİN AMMA
SIRTIMIZDAN VURULDUK
GÜYA Kİ KALLEŞLERLE
CAN, YOLDAŞ OLUYORDUK

İNGİLİZ ALTININI
ALINCA KESE, KESE
ÖYLE DÖNEK OLDULAR
GELMEZ HAYALE DÜŞE

HANİ DİN KARDEŞİYDİK
BESLİYORDUK SENİ BİZ
NASIL SAF DEĞİŞTİRDİN
AMMA DA NE KADAR TEZ

HİÇ Mİ UTANMADINIZ
HARAMEYN-İ ŞERİF’TEN
HİÇ Mİ KORKMADINIZ
İLAH-İ ADALET’TEN

İLAH-İ ADALET’İN
MUTLAK VAR TECELLİSİ
KURTARAMAZ Kİ SİZİ
ÇİL ÇİL ALTIN KESESİ

BİZLER ON BEŞLİLERİZ
ANADOLU YİĞİDİ
ÖLSEK TE DİRİLİRİZ
BU KUR’AN’IN MÜJDESİ

KUTSAL ŞEHİTLİK BİZE
ULAŞILMAZ MAKAMDIR
ÇÜNKİ MÜSLÜMAN TÜRKÜZ
İMANIMIZSA TAMDIR

DEDİK, YEMEN ÇÖLÜNDE
FİLİSTİN’DE LÜBNAN’DA
NİCE CANLAR BIRAKTIK
BİLİRİZ ORALARDA

HELE ZİLE TABURU
NE ÇİLELER ÇEKTİLER
AÇ SUSUZ O ÇÖLLERDE
ÇEKİRGE DE YEDİLER

YEMESİN DE NE YAPSIN
YARDIM YOLARI KESİK
BÖYLE İNSAN MI OLUR
VİCDAN YOK Kİ BİRAZCIK

ASIRLARCA BESLEDİK
EMANET BİZE DİYE
YARAP NASIL KUL BUNLAR
UYMAZLAR EMİRİNE

OYSA GERÇEK İSLAMI
ONLAR YAŞIYOR DERDİK
AMA Kİ NE AHLAK, DİN
BİZ ONLARDA GÖRMEDİK

DOST DİYE YAKLAŞARAK
CEMBİYELER ELİNDE
NİCE CİVANLAR VERDİK
ONSEKİZ, YİRMİSİN DE

KARDEŞ, DİNDAŞA YARDIM
DİYEREK ÇIKAN YOLA
BAKTILAR BU İNSANLAR
DÜŞMANLARLA KOL, KOLA

ÇEKİLMEDİK GERİYE
HEP HÜCUM TAZELEDİK
AMA HAİN VE DÜŞMAN
BÖYLE İNLİK GÖRMEDİK

SONRA ÇÖLÜN SICAĞI
KAYNATIYOR BEYİNİ
KILIÇ KABZASİ TUTSAN
YAPIŞTIRIR ELİNİ

BİR DE GECE SOĞUĞU
ZEMHERİ AYAZINI
ARATTIRIR, İNANIN
ERZURUM’UN KARINI

İSKARPİT HASTALIĞI
DÖKTÜ DİŞLERİMİZİ
YETMİŞLİK İHTİYARDAN
İHTİYAR ETTİ BİZİ

GÖZLERİN FERİ UÇTU
TİFÜS SE KOL GEZİYOR
İNANIN GENÇ CİVANI
ÜÇ GÜNDE BİTİRİYOR

PEŞİNDEN DİZANTERİ
YARAP… NASIL HALDIR BU
NEDEN DÜŞMAN EYLEDİN
BİZE BU KIZGIN KUMU

BUNDA DA BİR HİKMET VAR
RAZI OLDUK KADERE
GÖRDÜKÇE İÇİN YANDI
YASTA MEKKE, MEDİNE

BAKTI FAHRETTİN PAŞA
ZOR BURDA DAYANMASI
HİÇ DEĞİLSE, GERİDE
BIRAKMADAN GÖZ YAŞI

KUTSAL EMANETLERİ
BİR TREN KATARIYLA
İSTANBUL’A GÖNDERDİ
EN SEÇKİN TABURUYLA

SONRA İNGİLİZLERLE
OTURARAK MASAYA
TÜRK’E YAKIŞIR ŞEKİL
VARDI BİR ANLAŞMAYA

BİR CUMA HUTBESİNDE
ASKERİNE SESLENDİ
DEDİ Kİ: ‘’ GİDİYORUZ
KADER BÖYLE İSTEDİ’’

RESUL’ÜN TÜRBESİNE
GİRDİ BİR MÜDDET KALDI
AĞLAMAKTAN GÖZLERİ
BAYRAK RENGİ KIZARDI

KILICINI BIRAKTI
KABİRİN SAĞ YANINA
DEDİ: ‘’ EMANETİNİ
GETİRDİM İŞTE SANA’’

İNGİLİZLER KILICI
GÖREMEYİNCE BELDE
ONLAR SORMADAN DEDİ:
‘’KILIÇ SÖZ SAHİBİNDE’’

VEDALAŞTIK HEPİMİZ
GİDİYORDUK BURADAN
NİCE CANLAR BIRAKTIK
BURDA ANADOLU’DAN

HELAL OLSUN KANIMIZ
BU VATANA BAYRAĞA
ŞEHİT OLDUK BİR KERE
KEŞKE OLSAK BİN DAHA

İŞTE BİZ ON BEŞLİLER
NELER ÇEKTİK BİZ NELER
BİZİ DOST, DÜŞMAN TANIR
BİLİR BİZİ CEPHELER

BEN SENİN DEDEN İDİM
ADIM SENDE YAŞIYOR
BİL ONUN KIYMETİNİ
YOKSA YARAM KANIYOR

TÜRK’ÜN AL BAYRAĞINA
LEKE KONDURMA SAKIN
CEHENNEMLER KÜKRESE
ZİNDAN OLSA AFAKIN

SAKIN YERE DÜRÜŞME
SEN DÜŞSEN BİLE YERE
LAYIK OLUN TORUNLAR
SİZLER ONBEŞLİLERE

LAYIK OLUN MİLLETİM
SİZLER ON BEŞLİLERE 
AHMET DİVRİK OĞLU
         “TUFAN”
TOKAT ŞAİRLER VE YAZARLAR DERNEĞİ ÜYESİ

Tokat İli Tanıtım Filmi

dj ates cgs ft familia tokat - tutma elimi


dj ates cgs ft familia tokat - tutma elimi

tokat oyun havası.sulusokak taşları


Tokat Oyun Havası - Sulu Sokak Taşları

TOKAT/REŞADİYE TANITIM VE KAPLICALAR

TOKAT İŞSİZLİĞE DİKKAT ÇEKTİ


Türkiye'de 1,5 milyon aile reisi işsiz...








Tokat ilimizdeki sivil toplum örgütlerinden TOKAD haber servislerine ulaştırdığı yazılı açıklamada, Ankara Ticaret Odası’nın işsizlik üzerine yaptığı araştırmanın sonuçlarına dikkat çekilmesini istedi. Türkiye’de 1,5 milyon aile reisinin işsiz olduğunu bilgisini kamuoyuyla paylaştı. TOKAD’ın ulaştırdığı bilgiler şu şekilde oldu:
1,5 MİLYON AİLE REİSİ İŞSİZ!
Ankara Ticaret Odası’nın araştırmasına göre, işsiz her üç kişiden birini aile reisleri oluşturuyor. Toplam işsiz aile reisi sayısı 1.5 milyon kişiyi geçiyor. 4 milyon aile reisi kayıt dışı çalışırken, 535 bin aile reisi de evini geçindirebilmek için ek iş yapıyor.
Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) TÜİK’in Hane Halkı İşgücü istatistiklerinden derlediği araştırmaya göre, krizin etkileri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ‘işsizlik’ sorununu gündemden düşürmüyor. 3 milyonu aşan işsizin bulunduğu Türkiye’de, her üç işsizden birini evine ekmek götürmek zorunda olan aile reisleri oluşturuyor. Türkiye’de Nisan 2010 tarihi itibarıyla 1 milyon 649 bin işsiz aile reisi bulunuyor. Nisan ayı itibarıyla işsizlik oranı yüzde 12’yken, işsiz sayısı 3 milyon 71 bin kişiyi buluyor. İşsizlik rakamlarına, iş aramayıp işbaşı yapmaya hazır olanlar ve mevsimlik çalışanlar da dâhil edildiğinde, geniş anlamda işsiz sayısı 5 milyon 118 bine, işsizlik oranı da yüzde 18.5’e yükseliyor.
Aynı dönemde işsiz olan aile reisi sayısı ise 1 milyon 123 bin. Bu rakama iş aramayıp işbaşı yapmaya hazır olan 513 bin aile reisiyle mevsimlik statüde çalışan ancak bu mevsimde işsiz olan 13 bin aile reisi de eklendiğinde sayı 1 milyon 649 bine yükseliyor.
* Aile reislerinin yüzde 89’u erkek: Hanehalkı İşgücü istatistikleri, işsiz aile reislerinin profilini de ortaya koyuyor. Nisan 2010 verilerine göre, işsiz aile reislerinin yüzde 89’unu erkekler, yüzde 10’unu kadınlar oluşturuyor. İşsiz aile reislerinin yüzde 77.3’ü kentlerde yaşıyor.
* 270 bin kişi bir yıldır işsiz: İşsiz aile reisleri iş arama sürelerine göre değerlendirildiğine; yüzde 76’sının iş arama süresi bir yıldan az iken, bir yıldan fazla süredir iş arayanların oranı yüzde 24’te kalıyor. 270 bin aile reisi bir yıldan fazla süredir evinin geçimine katkıda bulunamıyor.
2009 verilerine göre, işsiz aile reislerinden yüzde 82’si tam zamanlı iş ararken, yüzde 11.2’sinin aradığı işin süresinin tam ya da yarı zamanlı olması fark etmiyor.
* Ne iş olsa yaparım: TÜİK’in 2009 yılı işgücü istatistiklerine göre, işsiz her 100 aile reisinden 28.5’i “Ne iş olsa yaparım” diyerek nitelik gerektirmeyen işler arıyor. İşsiz aile reislerinin yüzde 22’si tesis ve makine operatörü ve montajcı olarak iş ararken, yüzde 26.2’si sanatkarlık ve ilgili işlerde, yüzde 11’i de tarım, hayvancılık alanında iş arıyor.
* 19.2 milyon aile reisi var: TÜİK’e göre, nisanda Türkiye’nin 71.2 milyon sivil nüfusunun 18.8 milyonunu 15 yaşından küçükler, 52.4 milyonunu da 15 yaş üzerinde çalışabilir yaştaki nüfus oluşturuyor. Bunun içinde aile reisi sayısı ise 19 milyon 153 bin kişi. Diğer bir ifadeyle çalışabilir yaştaki nüfusun yüzde 37’sini hane halkı reisleri oluşturuyor.
* 22 milyon, 49 milyona bakıyor: Türkiye’de toplam çalışan sayısı 22 milyon 501 bin kişiyken, 48 milyon 672 bin kişi ise çeşitli nedenlerle bir işte çalışmayanlardan oluşuyor. Bir işte çalışmayanların 3 milyon 71 bini işsizler; 18 milyon 813 binini ise çocuklar oluşturuyor. Geri kalan 26 milyon 788 bin kişinin, 11 milyon 732 binini ev işleriyle meşgul olanlar, 4 milyon 374 binini eğitim-öğretimle meşgul olanlar, 3 milyon 482 binini emekliler, 3 milyon 359 binini çalışamaz halde olanlar, 694 bin kişiyi iş bulma ümidi olmayanlar, 71 binini mevsimlik işçiler gibi gruplar oluşturuyor. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’de çalışan 22 milyon kişi, çalışmayan 49 milyon kişiye bakıyor. Aileye aş sağlayanların 11 milyon 856 binini aile reisleri oluşturuyor. Yani her 100 aile reisinden 62’si çalışarak evine ekmek götürüyor.
* Ek iş gerekiyor: TÜİK’in Eşdeğer Hanehalkı Kullanılabilir Medyan Gelirinin yüzde 50’sini dikkate alarak belirlediği verilere göre; Türkiye’de 11 milyon 580 bin kişi yoksulluk riski altında yaşıyor. Geçim derdi, yaşam koşulları bulabildikleri takdirde çalışanların ek işte çalışması sonucunu getiriyor. Nisan ayı sonuçlarına göre, aile reislerinin 535 bini geçimlerini sağlayabilmek için ek iş yapmak durumunda kalıyor.
Ek iş yapanların yüzde 98’ini erkekler oluşturuyor. Herhangi bir işte çalışan aile reislerinin 406 bini bir yandan çalışırken, bir yandan da yeni bir iş arayışında. Gelirin az olması, çalışma koşullarından memnun olmama, işin geçici olması yeniden iş arama nedenleri arasında yer alıyor.
* Kayıtdışı istihdam sorun: Çalışanlar için sosyal güvenlikten mahrumiyet, işverenler açısından haksız rekabet, devlet açısından vergi kaçağı anlamına gelen kayıt dışı istihdam aile reislerini de etkiliyor. Türkiye genelinde kayıt dışı istihdam oranı yüzde 43’lere varırken; aile reisleri için bu oranın yüzde 34 olduğu belirtiliyor.
4 milyon 46 bin aile reisi, bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmadan çalışıyor. Emeklilik başta olmak üzere sosyal haklardan mahrum kalan kayıt dışı çalışanlar, kendisinin ve ailesinin yararlanacağı sağlık harcamalarını da cepten karşılamak zorunda kalıyor.
* 788 bini işsiz durumda: 15 ve yukarı yaştaki nüfusun 26 milyon 788 bini işgücü dışında bulunuyor. Bunların 6 milyon 174 binini, TÜİK’in ‘referans kişi’ olarak adlandırdığı ve ‘hanenin yönetim veya geçiminden sorumlu kişi’ olarak tanımladığı aile reisleri oluşturuyor. Aile reislerinin işgücü dışında bulunma sebeplerinin ilk sırasında emeklilik, ikinci sırada ise yaşlı ve hasta olma gibi nedenler yer alıyor.
İşgücü dışındaki reislerin yüzde 46’sı emekli, yüzde 24’ü ise yaşlılık ve hastalık gibi nedenlerle çalışmıyor ya da iş aramıyor. İşgücüne dahil olmayan reislerin yüzde 8.3’ünü oluşturan 513 bin kişi ise; iş bulursa çalışmaya hazır durumda olduğu halde çeşitli nedenlerle iş aramadığı için işgücü dışında sayılıyor.
Türkiye’de iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar ile iş bulma ümidini yitirmiş olanların dörtte birinden fazlasını (yüzde 26) aile reisleri oluşturuyor.
Yüzde 33 mali kurumda: Hane reislerinin en yoğun çalıştıkları sektörü, yüzde 33 ile mali kurumlar, sigorta, taşınmaz mallara ilişkin işler, yardımcı iş hizmetleri, toplum hizmetleri, sosyal ve kişisel hizmetleri içeren hizmet sektörü oluyor. Bu sektörü yüzde 28 ile sanayi ve yüzde 20 ile ticaret sektörü takip ediyor.
Türkiye’de çalışanların dörtte birini bünyesinde barındıran tarım sektöründe çalışan aile reislerinin oranı ise yüzde 19 seviyesinde. Dört ana sektör itibarıyla tarım sektörü, hane reislerinin istihdamında son sırada yer almasına rağmen, meslek sıralamasında tarım ilk sırada yer alıyor.
Reislerin yarıya yakını tarım, sanatkarlık ve nitelik gerektirmeyen mesleklerle uğraşıyor.


EK HABERLER

Büyük Tokat Oteli


Tokat BüyükTokat BüyükTokat BüyükTokat BüyükTokat Büyük
Tokat Büyük - Genel Otel Özellikleri
Tokat Büyük Otel Her Biri Özel Tasarlanmış 55 Standart Oda, 4 Sigara İçilmeyen Oda, 1 Bağlantılı Oda, 1 Kral Dairesi, 3 Balayı Suiti, 3 Suit Oda ve Toplamda 59 Oda, 123 Yatak Kapasiteli Olup Bahçe ve Havuz Manzarası sahip.

TOKAT'TA SAHA SORUNU ÇÖZÜLÜYOR...


Gençlik ve Spor İl Müdürü Yazıcı ve ASKF Başkanı Yıldız, Tokat ve ilçelerimiz için saha konusunda müjdeli haberler verdiler...








Gençlik ve Spor İl Müdürü Yazıcı, Reşadiye’ye yapılması düşünülen Sentetik Çim Sahanın ihale aşamasına geldiğini, Tokat’taki Sahanın birkaç hafta içinde nizami ölçü olan 105 metreye uzatılacağını ve Bedestenlioğlu’na yapılması düşünülen Sentetik Çim Saha ile ilgili olarak da arazi sorunun çözüldüğü müjdesini verirken, ASKF Başkanı Yıldız da, proje aşamasında olan çalışma hakkında bilgi verdi ve her ilçeye bir Sentetik Çim Saha yapmayı planladıklarını açıkladı.

Amatör Lig maçlarında ve Türkiye Şampiyonaları konusunda ilimizin en önemli sorunlarından birisi olan Sentetik Çim Saha sorunu ile ilgili sevindirici gelişmeler yaşanıyor. 27 Ağustos Cuma günü Tokat Büyük Otel’de gerçekleştirilen 2010-2011 Sezon Açılışı Kulüpler Toplantısında yapılan konuşmalarda Gençlik ve Spor İl Müdürü Cemalettin Yazıcı ile ASKF Başkanı Gürsel Yıldız, Tokat ilimiz için sevindirici müjdeler verdiler. Tokat’ta Sentetik Çim Saha sorunun çözümü noktasında yapılan çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundular.
            Gençlik ve Spor İl Müdürü Cemalettin Yazıcı’nın toplantı sırasında yaptığı konuşması şu şekilde oldu:
“TOKAT’TA GÜZEL ÇALIŞMALAR VAR”
“Tokat ilimizde 56 tane kulübümüz var. Yaklaşık 17 bine yakın lisanslı sporcu sayımız var. Bu sporcular içerisinde uluslar ve uluslar arası dereceler elde eden sporcularımız da var. Bundan dolayı o branşlardaki kulüplerimizi de tebrik ediyorum. Futbolun dışında da Tokat’ta güzel gelişmeler var.
TAMİRAT VE TADİLAT
ÇALIŞMALARI BAŞLADI
            İlimizdeki tesislerle ilgili olarak, 1986 yılında yapılmış salonlarımız var ilçelerimizde. Deprem ve güçlendirmeden dolayı bu salonlarımızın durumları iyi değil, yatırım yapılamamıştır. Yukarıya ilettiğimiz çalışmalardan dolayı buralara ufak da olsa katkı sözü aldık. Tamiratları yapılmaya başlandı. Bir çalışma içerisinde girdik ilçelerimizde ve merkezi en sona bıraktır. Sürekli ilçeler ihmal edilir, geldiğimiz yerlerde de öyle olduğu için biz ilçelerden başladık. Acil olarak Niksar ilçemizde bir turnuva vardı ve çalışmaya oradan başladık. Erbaa’ya geçtik, Turhal ve Zile’den çıktık. Şuan merkezde Hüseyin Akbaş Spor Salonunda bir çalışmamız var. Yüzme havuzunda bir tadilat yaptık, bu nedenle bu sene açamadık. Tabi bunları yaparken de en büyük destekçimiz Sayın Valimiz ve İl Özel İdaresi idi. İl Özel İdaresi kaynakları ile biz bu çalışmaları yapıyoruz. Genel bütçeden çok az bir pay geliyor bize. Sahipsizliğimiz var. Genel bütçeden sadece maaşlar ve belli ödemeler geliyor. Buradan bize destek veren Sayın Valimize, İl Genel Meclisimize, İl Özel İdaremize teşekkür ediyorum. Çünkü o bütçelerle bazı çalışmaları yapabiliyoruz.
REŞADİYE SENTETİK ÇİM SAHA
YAKINDA FAALİYETE GEÇECEK
            Bunların yanında bir iki müjdem olacak. Çok yakın bir zamanda Reşadiye ilçemizde Sentetik Çim Sahayı faaliyete geçireceğiz. Buranın startını veriyoruz, yakında ihaleye çıkacağız, kaynağını tamamladık. Oradaki çalışmamız da şu açıdan kolay oldu. Arsa bizim, yer bizim, dolayısı ile hiçbir sorunumuz yok. Gerekli parayı bulduğumuz zaman yapabiliyorduk.
TOKAT’TA İKİNCİ BİR
SENTETİK ÇİM SAHA ŞART
Ama bizim asıl ASKF Başkanımız ile de paylaştığımız şey; geldiğimizden beri Tokat’ımızda ikinci bir sentetik saha ihtiyacı var. Bu çok önemli Tokat için. Organizasyonlar için, ilimizde zaman zaman gençler şampiyonası, grup maçları alma gibi düşünceler var. Şuan Uzunburun’daki saha 90 metre ve normalden kısa biliyorsunuz. Onun da düğmesine basıldı. İnşallah çok yakın bir sürede, bir iki hafta içinde ihalesi yapılacak ve sizin müsabakalarınıza yetişecek. Uzunburun’daki sahamızı da nizami ölçü olan 105 metreye uzatmış olacağız böylece.
BEDESTENLİOĞLU’NDA
ARAZI SORUNU ÇÖZÜLDÜ
            Ama bizim asıl olarak Bedestenlioğlu’ndaki sahayı bir an önce faaliyete geçirmemiz gerekiyor. Burası ile ilgili çalışmalarımızda bizim dışımızdaki bazı nedenlerden dolayı hızlı yürüyemiyor. Arazinin dönüm olarak yetersizliği vardı. Yaptığımız görüşmelerde de sağ olsun Belediye Başkanımız Belediye Meclisini toplayarak, tadilatları yaparak, 4 dönüm daha ilave edildi. 11 buçuk dönüm bizim için yeterli. Biz dedik ki saha nizami olsun. Onun için süreç gecikti. Tabi kulüp başkanı biraz serzenişte bulundu ama o kadar önemli değil. Biz yine yolumuza devam ediyoruz. Olabilir böyle şeyler, biz bir aileyiz. Zaman zaman bir birimize sitemlerimiz olacaktır ama bu sitemlerin yeri, bunların konuşulma yerinin burası olduğunu düşünüyorum. Basından eleştiri yapmaya gerek yok, burada da eleştirilerimizi yapabiliriz. Ama biz ne olursa olsun, Bedestenlioğlu’nun sahasını arazi şartları düzeldikten sonra ihale aşamasına daha gelemedi. Kaynak da sorun değil. Kaynakta zaten bir avantajımız daha var. ASKF Başkanımız Gürsel Bey aynı zamanda İl Özel İdaresinde çok önemli bir noktada. Onun bu görevde olması da kulüplerimiz için bir şans. Huzurlarınızda da bize vermiş olduğu desteklerden ötürü teşekkür ediyorum. Bu nedenle de kaynak sorunumuz kesinlikle olmayacak. Bizim yasal sorunlarımız var, onlar da çözüldüğü zaman Bedestenlioğlu futbol sahasını hayata geçirmek en büyük hedeflerimizden birisi. Çünkü Tokat’ta tek saha yetersiz.
İLÇELERDEKİ SAHALARIN DURUMU…
            Bunun yanında sahalarımızın da sıkıntıları olduğunu biliyorum. Zile’de, Niksar’da bulunan sahalarımızda zaman zaman sorunlarımız olabiliyor. Ama bizim buralarda bir çalışmamız daha var. Mesela Zile’de salon ve stat tesisleri şuanda protokol imzalama aşamasındayız. Belediyelere devrediyoruz. Niksar’da olsun, Erbaa’da olsun zeminlerde sıkıntılar var biliyorum ama bizim bu elemanlarla, bu personelle yapma şansımız gerçekten, makine aldık, çim biçme makinesi var ama oralarda ilçe müdürlerimizin olmamaları nedeni ile takibi gerçekten zor. İstiyoruz ki bütün ilçelerimizi belediyelere devredelim ve belediyeler bu işi bizden daha iyi bir şekilde kendi personelleri ile götürebilirler. Zile ile görüşmemiz var ve kısa zamanda sonuca ulaşacağımızı düşünüyoruz. Sonuçta da bu tesisleri onarmak, özellikle çim sahalara bakmak çocuk bakmaktan daha zor bir iş. Elimizdeki şartlar bunlar ama bunun yanında biz yine gerçekten kulüplerimizin yanındayız. Ben de sizin gibi bu işin her iki tarafında da bulundum. Hem kulüplerde yöneticilik yaptım hem antrenörlük yaptım hem de futbolculuk yaptım. Sizleri çok iyi anlıyorum ve biliyorum. Sizler gerçekten bu işin kahramanlarısınız. Bu nedenle sizlere yapmış olduğunuz bu fedakar çalışmalarınızdan ötürü Gençlik ve Spor Müdürlüğü adına teşekkür ediyorum. 2010-2011 sezonunda da tüm kulüplerimize başarılar diliyorum” dedi.
HER İLÇEYE SENTETİK
ÇİM SAHA PROJESİ
            Yazıcı konuşmasını bu sözlerle noktalarken, bir müjdeli haber de ASKF Başkanı Gürsel Yıldız’dan geldi. Şuan proje aşamasında olan çalışma hakkında bilgi veren Yıldız, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile proje halindeki çalışma ile ilgili olarak, her ilçeye bir Sentetik Çim Saha yapılması yönünde çalışma içerisinde olduklarını açıkladı.

dj ateş familia tokat vatan



Blogger tarafından desteklenmektedir.