
AYALAN'DAN REFERANDUM VE TERÖR İLİŞKİSİNE YANIT
“Bu
ülkenin zenginleşmesini istemeyenler, bu ülkenin daha müreffeh, daha
huzurlu olmasını istemeyenler, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri
olmasını istemeyenler, ülkemizin önüne, ardına, ayağına bir şekilde
çomak sokmak, dikenli teller döşemek isteyecekler. Biz de bunlara hiçbir
şekilde pabuç bırakmayacağız. Dışarıda, içerde, isimlendirmek
istemiyorum, bu süreci baltalayarak ülkede huzursuzluk yaratmak
isteyecekler. ‘Acaba’ diyorum, o huzuru kaşımak isteyenlerden birisi de
Osman Baydemir mi?”
Tokat
Milletvekili Dr. Şükrü Ayalan, Tokat Belediyesi’nin 16. Topçam
Şenlikleri’nin ilk günü sünnet şölenine katılan isimlerden biri oldu.
Basın mensupları da Milletvekili Ayalan’a gündeme yönelik soru
yönelttiler.
Tokat Milletvekili Dr. Şükrü Ayalan’a yöneltilen sorular ve Ayalan’ın yanıtları şu şekilde oldu:
Sayın Milletvekili, referandum sürecinde ülkemizde terör olaylarının artmış olmasının bir bağlantısı var mıdır?
-Yani
ilişkilendirmek çok istemiyoruz. Terör Türkiye’nin yaklaşık 30 yıldır
uğraşmakta olduğu baş belası. Türkiye, milletiyle devletiyle bütün
olarak, bütün kurumlarıyla birlikte terörle mücadele ediyor ama terörle
mücadele sürecinde aksayan kişiler, aksayan bir takım planlar,
programlar, hatta kurumlar olabilir. Ama bütün bunlara rağmen Türk
Milleti terörle mücadelesinden hiçbir şekilde taviz vermeden devam
edecektir.
Bu
ülkenin dağlarında, bu ülkenin sokaklarında ya da bu ülkenin herhangi
bir toprağının herhangi bir kesiminde silahlı bir kişi varsa, illegal
bir kişi varsa devlet bunlarla mücadele etmek zorunda ve bunları dağdan
inene kadar, elindeki silahı bırakana kadar devam edecektir. Bu
mücadelenin hiçbir şekilde durması, inkıtaya uğraması, ara vermesi söz
konusu değildir. Bunda öncelikle hem fikir olalım.
Referandum
süreci… Biliyorsunuz, referandum bizim sadece AK Parti olarak değil,
ülkenin birlik, beraberliği için, ülkenin daha sağlıklı daha huzurlu,
daha müreffeh Türkiye’de yaşayabilmesi için, daha demokratik bir Türkiye
için meclisin hep birlikte karar alarak yola çıktığı bir süreç.
Referandum
sürecinde elbette ki şöyle bir durumun oluşması için özellikle
muhalefet partilerinin gayret sarf ettiklerini görüyoruz. Bu sanki Ak
Parti’nin oylarının sayılacağı bir ortam olsun diye özellikle ana
muhalefet partisinin gayret sarf ettiğini görüyoruz. Öncelikle şunu
söylemek zorundayız; referandum süreci ve referanduma oy veren insanlar
AK Parti’ye oy vermiş olmayacaklar. AK Parti’nin oyları sayılmayacak.
Bunu bilmeniz gerekiyor. Bu ülkede daha çok demokrasi isteyenlerle,
ülkede statükodan, vesayet rejiminden yana olanların ayrıştığı bir süreç
olacaktır. Ben milletimizin büyük ekseriyetle EVET diyeceğinden eminim.
Neden evet diyecekler? Çünkü daha demokratik Türkiye isteyecekler.
Yargı sürecinde sürünen insan istemeyecekler. Çocuklarımız, kadınlarımız
ve yargıdaki sorunlarımızın çözülmesi için, daha kısa sürede
insanlarımızın zengin olabilmesi, mutlu, müreffeh olabilmesi için EVET
diyecekler. Elbette ki gerekçelerimizi artırabiliriz. Bilmemiz gereken
bir şey var. Bu ülkenin geleceğinde, referandum süreci çok ama çok
önemli bir rol oynayacak.
Referandum
ile terörün ilişkilendirilmesine gelince… Şunu söylemek zorundayım; bu
ülkenin zenginleşmesini istemeyenler, bu ülkenin daha müreffeh, daha
huzurlu olmasını istemeyenler, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri
olmasını istemeyenler, ülkemizin önüne, ardına, ayağına bir şekilde
çomak sokmak, dikenli teller döşemek isteyecekler. Biz de bunlara hiçbir
şekilde pabuç bırakmayacağız. Dışarıda, içerde, isimlendirmek
istemiyorum, bu süreci baltalayarak ülkede huzursuzluk yaratmak
isteyecekler, ülkede anarşi yaratmak isteyecekler, terörü motive ederek,
teröristlerle işbirliği yaparak bazı şeyler ortaya çıkarmaya
çalışacaklar, ülkenin huzurunu kaçırmaya çalışacaklar, bunu referandum
süreci ile ilişkilendirerek ülkenin huzurunu kaçıracaklar, ama şuna emin
olunuz; ülkemiz ve milletimiz son derece sağduyulu, olup, bitenin
farkında ve hiçbir şekilde bu olanları yanlış yorumlayarak ülkenin
huzurunu kaçırmak isteyenlere pabuç bırakacak, kardeş kavgasına müsaade
edecek değildir milletimiz. Ben buna eminim. Önümüzdeki dönem,
referandum süreci ülkemizin daha müreffeh günlere adım atılmasına vesile
olacaktır.
*Sayın
Milletvekili, demokrasi talebi diyerek, Diyarbakır Belediye Başkanı,
işi ‘iki bayrak’ talebine kadar getirdi. Demokrasinin kırmızı çizgileri
ne olmalıdır?
-Sayın
Çiçek buna çok güzel yanıt verdi. Ben onun üzerine daha fazla bir şey
söylemek istemiyorum ancak, ‘acaba’ diyorum, o huzuru kaşımak
isteyenlerden birisi de Osman Baydemir mi? Biraz önceki sorunuzun
yanıtını ararken oradaki bir takım isimlerle ilişkilendirmek istiyorum.
0 yorum :
Yorum Gönder